Tersanelerde gemileri dayaklamak işinde çalışan işçi
Nehirlerin denize döküldükleri yerde biriken ve birkaç ağızdan oluşan kum ve çamur yığınlarının oluşturduğu adacıklar
Gemi ve deniz araçlarını istenilen yerde sabit tutmak için halat veya bir zincire bağlı olarak denize bıraktıkları özel biçimde dökme demir veya çelikten yapılmış ağırlıklar.
Demir üzerinde bulunan bir geminin demirini dipten çıkartıp gemiye alma işlemi
Halat veya zincirin demire takılması için demir bedeninin üst tarafına açılmış olan delikten geçirilen yuvarlak halka veya harbili kilit.
Bir gemiyi istenilen yerde durdurup yatmak maksadıyla demiri fundo edip zincirine yeteri kadar kaloma verme işlemi
Demirli bir geminin demirinin bir leşe veya herhangi bir yere takılması veya aniden seyre çıkılması zorunluluğu olduğu zamanlarda zincir kilitlerinden birinin fora edilip, zincirin markalanarak denize bırakılması
Vira edilen bir demir yerine oturduktan ve bosaya vurulduktan sonra, demirin müteakip fundoya hazır olduğunu köprüüstüne bildirmek için söylenen terim.
Vira edilmekte olan demirin su içinde göründüğünü köprüüstüne bildiren terim.
Demirleri fundo veya vira etmek için gemilerin başüstüne konulmuş yatay veya dikey olarak çalışan ırgat.
Herhangi bir dış etki ile gemi zincirinin herhangi bir yerindeki baklasının kesilerek demirin ve zincirin denize gitmesi.
Demir zincirinin içinden geçtiği, demirin oturduğu yer
Demir kolları ile bedeninin birleştiği en uç nokta.
Demirin denizdeki durumunu kontrol etmek ve başüstünün emniyetini sağlamak üzere başüstüne konulan silahlı nöbetçi
Demirin denizdeki yerini belli eden ve demir anelesine bağlı bir halat ucundaki şamandıra.