Oturak tahtası başlarının üzerine oturmaları için filika ve botların alabandalarına bağlanmış olan ve baştan kıça kadar uzanan ensiz tahtalar.
Her türlü liman kolaylıklarının bulunduğu, hava tesirlerine karşı korunmalı denizden uzak liman.
Bir ahşap teknede postaları omurgaya daha sıkı bağlamak için baştan kıça kadar uzanan ikinci bir omurga
Göller, suni göller, lagünler, baraj gölleri, bentler, legülatörler, kanallar, arklar, akarsular, mansaplar üretme ve yetiştirme yerleri.
Direklerin kıç tarafa bakan kısımları ile yarım serenlerin çatallarının üzerinde hareket ettiği ağaç çubuk.
Dümenin kıç bodoslamaya bağlanabilmesi için erkekli ve dişili çift menteşe.
Göz demirleri vasfında olan ve gemilerde gerektiğinde kullanılmak üzere bulunan yedek demir.
Armatörler için, bir ton yükün en ucuz taşınmasını sağlayacak olan sürat.
Bir halatın çıması ile kendi bedeni üzerine kroz yaptıktan sonra bedenin doblin olarak bu krozun içerisinden geçirilmesi sonucu yapılan bağ.
Yaz aylarında denizlerden karalara doğru esen mevsim rüzgarı.
Tehlike anında gemi telsizleri ile verilen S.O.S., telsiz telefon ile verilen MAY-DAY işaretleri.
Gemilerin süratini ölçmek için kıç taraflarından denize bırakılan parakete saati, parakete savlosu ve pervaneden ibaret olan alet.
Direk ve cıvadraların alt başlarındaki topukların yerine oturması için açılmış olan yuva.
Değiştirmek [nöbet, vardiya, kürek]
Denizin derinliğini ölçmeye yarayan cihaz.